16 Temmuz 2008 Çarşamba

17 Temmmuz

Kırılan dalgaların dövdüğü bir kıyının
Haykırışları içinde duruyorum:
Ve altın kum taneleri
Tutuyorum avucumda-
Ne kadar az! Ama nasıl da
Süzülüyorlar parmaklarımın arasından derinlerine
Ben ağlarken - ben ağlarken!Ah Tanrım! Daha sıkı
Tutamaz mıyım onları?
Ah Tanrım!Tekini bile kurtaramaz mıyım acımasız
dalgadan?
Bir düşün içinde bir düş mü
bütün gördüğümüz ve göründüğümüz?

4 Mayıs 2008 Pazar

Duman Kokusu

birer birer yağıyor günahlarımız gökten
kaçmak saklanmak imkansız
bir branda gerilmiş gökyüzüne
masum sansın diye herkes kendini
ama cehennem
kendini masum sananlarla dolu
diyor tanrı
günahlarımız gökten birer birer düşüyor
kaçışıyor herkes biryerlere
kimse birbirine aldırmıyor
bu anlamsız mahşer yerinde
kıyamet olmalı bu
iyi de israfil borusunu öttürdü mü
iyi de dünya burası
nerede tanrı nerede sevaplarımız
sevap sandığımız anıları hatırlayıp
kurtulma umuduyla bir kaç günah daha işliyor herkes
tıpkı o papazın fıkrada yaptığı gibi
insan sadece fıkalarda olur böylesi sanıyor
ama gökten birer birer yağıyor ya günahlarımız
farketmiyor kimse
upuzun bir ışık süzülüyor yere
diyor ki merhaba ben tanrı
alır mısınız beni de aranıza
çok sıkıcı bu saçma sapan yalnızlık
soruyor batakta dördüncüye ihtiyacınız var mı
saçı dağılmış biraz ama yakışıklıymış tanrı
tıpkı kitaplarda anlatıldığı gibi erkekmiş o da
güçlü kuvvetli iri yarı
aldırmıyor tabi kimse
herkes bir kere düşmüş cennet derdine
elektrikler kesiliyor bir vakit dünyada
ama tabi titanik'in kaptanı koymamış fazladan mum gemiye
su alıyor dünya
batıyor umutlarımız atlantik'in karanlık derinliğine
bir tahtaya binen kurtarıyor kendini
elini suyun dışına uzatan ayağından çekiliyor aşağıya
öyleseyse el açmamak lazım kimseye
insan bakmalı başının çaresine..